Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir:

Garip Hareketi’nin etkisinin sürdüğü yıllarda şiiri onlar kadar bayağılaştırmak istemeyen, her biri kendine özgü şiir tarzını oluşturmuş aşağıdaki şairler şiirdeki lirizmi kaybetmeden yeniliği sürdürmüşlerdir.
Bu şairler Garip, İkinci Yeni gibi topluluklara katılmamış, görüş ve ideolojilerini şiirlerine temel yapmamışlardır. Şiirlerinde yeni bir dil, üslup ve bakış açısı aramışlar ve kendi tarzlarını yenileme ve değiştirme ihtiyacı hissetmişlerdir.
Bu şiir anlayışının başlıca temsilcileri şunlardır:
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-2008):



  • Cumhuriyet döneminin önemli şairlerinden olan Fazıl Hüsnü, öğrenimini Anadolu’nun değişik yerlerinde sürdürmüş, subaylık yaptığı yıllarda ise Anadolu’yu daha iyi tanıma fırsatı bulmuştur. Sanatçı, iç ve dış gerçeklere bakarak, bilinçaltına yönelerek şiire yeni ürperişler getirir.
  • Şiirleri devamlı gelişme gösterir. Kurallı biçimlerden serbest biçimlere, anlamlı özlerden en yalın anlamlara varan şiir türlerini dener. Her şiirinde bir “yeni”yi dener gibidir. Genellikle epik-dramatik, lirik-didaktik ve toplumsal gerçekçi anlayıştadır. Şiir dili en son türetilen Türkçe sözcüklerle doludur.
  • Eserleri
  • Şiir: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Çakırın Destanı, Üç Şehitler Destanı, Türk Olmak, Yedi Memetler.
  • Düzyazı: İstiklal Savaşı – Samsun’dan Ankara’ya, İstiklal Savaşı – İnönüler, Sivaslı Karınca, İstanbul – Fetih Destanı, Anıtkabir, Asu, Delice Böcek, Batı Acısı, Çanakkale Destanı, Kubilay Destanı, 19 Mayıs Destanı, Hiroşima

Geçen Şey

Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız, 
Ve minnacık bir ``hane'': 
Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan, 
Anısız, uykusuz, 
Kokar nane. 

Ta öncelerden beri mestolmuş herkes, 
Bir bakıma her şey ``mestane''. 
Hayal edilir nazlı yar yönlerden, 
Aşk ile kuşlar süzülür, 
Değişir gökler şahane. 

Farkında değil gönül, 
Sanki hepten divane; 
İçimizden, dışımızdan 
Geçer vakit 
Zalim, zalimane !


BEHÇET NECATİGİL (1916-1979):





  • İlk şiirleri Varlık dergisinde çıkan öğretmen şair Behçet Necatigil, Cumhuriyet döneminin kendine özgü bir çizgisi olan şairlerindendir. Rahat, gösterişe kaçmayan, sembollere dayalı, şiir geleneklerini gözeten bir anlayıştadır, önce Garipçi çizgide yürüyen Necatigil, sonra onlardan ayrılmıştır.
  • Şiirlerinde kendi evinden başlayarak öteki evleri, sokağı, çevreyi, giderek dış dünyayı ve toplumu sorunlarıyla anlatmıştır.
  • Hem hece ölçüsüyle hem de serbest ölçüyle yazmıştır. İlk şiirleri anlamca açık, sonrakiler kapalıdır.
  • Şiir dışında inceleme, çeviri, radyo oyunu alanlarında da eserleri vardır.
  • Eserleri
  • Şiir: Kapalı Çarşı, Evler, Arada, İki Basma Yürümek, Çevre, Eski Toprak, Divançe
  • İnceleme: Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Yazarlar Sözlüğü
  • Bir Kış Akşamı

    Pencereye kar düşünce 

    Çalar akşam çanı uzun, 

    Evi düzen içinde 

    Hazır sofrası çoğunun 

    Gezgin-göçebe kimi de 

    Gelir karanlık yollardan kapıya 

    Toprağın serin özsuyu 

    Açar altın, kemer ağacında. 

    Yolcu girer içeri sessiz, 

    Eşiği taş yapar acı. 

    Duru aydınlıkta, sofrada 

    Ekmek, şarap parıltısı.


    CAHİT KÜLEBİ (1917-1997):

      
    • Öğretmenlik yaptığı yıllarda Anadolu’yu tanıyan Cahit Külebi, memleketçi şiirimize yeni bir ses getirmiştir,
    • Şiirlerinde derin bir Anadolu sevgisi vardır; İyimser, açık ve gerçekçi bir bakışla Anadolu’ya eğilmiştir. Şiirlerinde temiz bir Türkçe, Karacaoğlan’ı andıran bir içtenlik görülür.
    • Hayale pek yer vermez, gerçekçi bir anlayışla yazmıştır. Onu “gerçekçi – romantik” bir şair olarak niteleyebiliriz.
    • Eserleri
    • Şiir: Adamın Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda, Yeşeren Otlar


    SABAHATTİN KUDRET AKSAL (1920-1993):

    • Şiir ve öyküleriyle tanınır. Biçimi oldukça önemser.
    • Garipçilerden etkilendiği ilk şiirlerinden sonra, insanın evrendeki yerini, değerini aramaya çabaladığı felsefi düşünceleri içinde barındıran bir şiire yönelmiştir.
    • Eserleri
    • Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Eşik
    • Öykü: Gazoz Ağacı

    BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975):




    • "D grubu” ressamları arasındadır. Ressam kişiliğinden gelen ögeler şiirlerinde önemli yer tutar. Ressamlığın verdiği bakış açısıyla adeta renklerle tablo çizmiştir.
    • Şiirlerinin sosyal içeriği de vardır. Anadolu insanının yoksul yaşamını anlatmıştır.
    • Halk edebiyatının masal, şiir, deyiş, gibi türlerine karşı duyduğu hayranlık şiirlerine yansımıştır; halk kültüründen esinlenmiştir. Şiirlerinde gözlemlerine de yer vermiştir.
    • Şiirlerinde biçim, ölçü, uyak kaygısı taşımamıştır. Şiirlerini doğal ve akıcı bir üslupla yazmıştır.
    • Gezi ve deneme türündeki yapıtlarında halk kültürü, halk sanatı konusundaki düşüncelerini ortaya koymuştur.
    • Eserleri
    • Şiir: Dol Karabakır Dol, Karadut, Tuz, Yaradan’a Mektuplar, Üçü Birden, Dördü Birden, Yaşadım
    • Düzyazı: Tezek, Delifişek, Canım Anadolu


    ÖZDEMİR ASAF (1923-1981):


      • Şiirlerini döneminden ayrı bir dil ve söyleyiş tarzıyla yazmıştır.
      • Dize sayısını çoğu kez en aza indirmiştir. Şiirlerinde imajsız, anlamsız, yer yer ironik söyleyişe özen göstermiştir. Şiirlerde “sen – ben ikilemi”ni ele almıştır.
      • Yaşadıklarını, çevresindeki olayları soyutlaştırarak düşünce planına aktarmıştır.
      • Eserleri
      • Şiir: Dünya Kaçtı Gözüme, Sen Sen Sen, Bir Kapı Önünde, Yuvarlağın Köşeleri (Özdeyişler-Etika), Benden Sana Mutluluk, Nasılsın, Yalnızlık Paylaşılmaz, Çiçekleri Yemeyin, Yumuşaklıklar Değil, Bir Kapı Önünde, Lavinia
      • Düzyazı: Ça
      • Hikâye: Dün Yağmur Yağacak
      Ansızın

      Ben sensiz olanlara seni aratıyorum, 
      Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum, 
      Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça 
      Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum. 

      Unutturmayacağım, seni yaşatacağım, 
      Kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım, 
      Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça 
      Sen evreninde sana seni aratacağım.

      Maviciler (Mavi Akımı):


      Atilla İlhan’ın 1952-1956 yıllarında çıkardığı derginin adı olan “Mavi”nin etrafında toplanan Orhan Duru, Ferit Edgü gibi sanatçıların oluşturduğu bir edebi topluluktur.
      Bu sanatçılar, şairane bir sanat anlayışının temsilcisi olmuşlardır. Daha sonra Mavi dergisi Özdemir Nutku’nun yönetimine geçer ve Atilla İlhan’ın savunduğu toplumsal gerçekçiliğin (sosyal realizm) sözcüsü olur. Dergi, Nisan 1956’da çıkan 36. sayıdan sonra (Son Mavi) kapatılır.
      Temsilcileri; Attila İlhan, Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel’dir.
      Garip akımına karşı bir duruş sergilemeleri ve yenilikçi şiiri savunmaları, onları “Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir” akımına dâhil eder.
      Maviciler’in Özellikleri:
      • Garip akımına tepki olarak çıkmıştır.
      • Bu topluluğun hedefinde Garip Akımı ve Orhan Veli vardır.
      • Garipçilerin savunduğu birçok görüşe karşı çıkmışlardır.
      • Özellikle şiirin açık olması gerektiği anlayışı Maviciler tarafından tamamen reddedilmişti.
      • Maviciler şiirin bütünüyle açık olamayacağını, anlam kapalılığının şiiri düzyazıdan ayıran önemli bir faktör olduğu görüşündedirler.
      • Şiirin basit olamayacağını zengin benzetmeli, içli, derin olması gerektiğini savunmuşlardır.
      ATTİLA İLHAN (1925-2005):

      • Attila İlhan yüksek öğrenimini yarıda bırakmış, bir süre gazetecilik yapmış, yazarlıkta karar kılmıştır.
      • Adını 1946 CHP şiir yarışmasında ikinci olan “Cebbaroğlu Mehemmed” duyurmuştur.
      • Şiir, roman, eleştiri alanında eserler vermiştir.
      • Şiirlerinde romantik bir duyarlıkla toplumsal gerçekçilik açısından çağımıza, yaşadığımız günlere bakar. İnançlarında ayak direyen, sert çıkışlar yapan, gerçeklerden çok anılara sığınan bir karakter yapısı vardır. “Serüven tutkunu” bir şair olan Attila İlhan en çok aşk, intihar, içki, ölüm, kavga, kahramanlık… temalarını işler.
      • 1952′de çıkan Mavi dergisiyle birlikte Türk şiirinde yeni bir eğilim ortaya çıktı. Attilâ İlhan, yazılarıyla bu eğilimi metot hareketine dönüştürmeye çalıştı. Mavi, hürriyet ve barışı temsil eden bir renktir. En büyük tepkisi de Garipçiler’edir.
      • Şiirlerinde Divan şiirinin biçim özelliklerinden, imgelerinden de yararlanır. Canlı konuşma diline, argoya, halk deyimlerine geniş ölçüde yer vermiştir.
      • Eserleri:
      • Şiir: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Elde Var Hüzün
      • Roman: Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Fena Halde Leman, Dersaadet’te Sabah Ezanları

      ÖLMEK YASAK

      daha önce bıçaktan hiç su içmedim 
      hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım 
      gururlu bir gemiyim oldum bittim 
      sabah olur yelkenlerimi saklarım 
      özgürlük dediğim yerde demirledim 

      üstüme varma bulutları tutamam 
      böyle paldır küldür gideceklerdir 
      gelmezsen farketmez kimseyi aramam 
      asıl sevdiklerim en içimdekilerdir 
      onlarla yaşarım eğer yaşarsam 

      olur mu gecemi yeşile çalmak 
      yıldız çivilemek parmakuçlarıma 
      ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak 
      hiç doğmamayı isterdim ama 
      bir kere doğmuşum ölmek yasak


      AHMET OKTAY (1933-2016):



      • Mavi hareketi içinde yer almıştır.
      • Toplumcu sanata bağlı sanatçılar arasındadır.
      • Eserleri:

      • Şiir: Gölgeleri Kullanmak, Her Yüz Bir Öykü Yazar, Dr.Kaligari’nin Dönüşü, Sürgün, Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi, Kara Bir Zamana Alınlık, Yol Üstündeki Semender, Ağıtlar ve Övgüler, Gözüm Seyirdi Vakitten, Söz Acıda Sınandı, Az Kaldı Kışa, Hayalete Övgü, Poyrazda Kımıldayan Salıncak

      Yorumlar

      Bu blogdaki popüler yayınlar